20 Aralık 2011 Salı

CANIM OĞLUM İYİ Kİ DOĞDUN İYİ Kİİ VARSIN!!!!!!!!

EVET CANIM  OĞLUM  BURASI DÜNYA
VE SEN BAŞLIYORSUN İMTİHANA
BAŞARAMAZ İSEN KEDERLE SINANIRSIN
BAŞARIRSAN NE MUTLU SANA

EVET OĞUL
GELDİĞİN GÜN UNUTTUM DERDİ BİTTİ KEDERİM
YEMYEŞİL GÖZLERİN MİNİCİKTİ ELLERİN
SEN BENİM OĞLUMSUN AYDINLIK OLSUN GÜNLERİN
UNUTMAKİ NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

EVET OĞUL
BU DÜNYA GÜZELLİKLER KADAR
BARINDIRIR ÇİRKEFİ REZALETİ PİSLİĞİ
SENİN TERCİHLERİN BELİRLER
DOĞRUYU  YADA EĞRİYİ

EVET OĞUL
İSTEMELİSİN HERZAMAN BAŞARIYI
İSTEMEKİR BAŞARMANIN YARISI
SEN DOĞRU VE  DÜRÜST OLURSAN
MUTLAKA KAZANIRSIN İMTİHANI

EVET OĞUL
İNSANOĞLU ÇİĞ SÜT EMDİ DERLER
ÇEVRENE DİKKAT ET DÜZGÜN SEÇ AKRANINI
DOĞRU AKRAN AĞA YAPAR
YANLIŞ AKRAN YASA BOĞAR ADAMI

EVET OĞUL
NE DOSTU NEDE DÜŞMANI YAPAMAZ
İNSANIN KENDİ KENDİNE YAPTIĞINI
VERECEĞİN HER KARAR BELİRLER SENİN
GELECEĞİNİN AYDINLIK VEYA KARANLIĞINI

EY OĞUL
HAYAT KOLAY DEĞİL
YAVAŞ VE EMİN ADIMLARLA ÇIK
DİK YOKUŞLARI VE BASAMKLARI
BİZ  SANA GÜVENİYORUZ
SEN MUTLAKA VERECEKSİN BU SINAVI
                                                                     ALPAY ÖNCÜ


 Kocaman  17 yıl bitti...Benim küçük oğlum büyüdü..18 yaşına giriyor artık....1994 senesi 21 Aralık saat 3:50 o güzel gözlerini açmıştın dünyamaaaa...Doğduğun anda duyduğum mutluluğu anlatmaya kelimeler yetmez. Her gün üzerine titredim, sana zarar gelmesinden korkardım. Uyumadığın zaman üzülürdüm, ağladığın zaman endişelenirdim. Sımsıkı kucaklardım seni. Çok başkaydın annem, halen de çok başkasın; ellerin, gözlerin, ağzın, burnun, saçların her yerin ya her yerin öyle güzeldi ki bakmalara doyamazdım. Şükrettim hep Allah’ıma.!!!! Bana bu duygunun çok benzerini bir ablan yaşattı bir de sen annecim..

Başkasın annem bambaşkasın: İçim titriyor, aklıma gelen her kötü histen çıldıracak gibi oluyorum. Senin saçının teline bile zarar gelsin istemiyorum. Canım oğlum, senin hakkında söylenecek olası bir kötü söz duymayı kabul edemiyorum. Öyle çok seviyorum ki seni, herkeslerden bambaşka. Allah’ım yoluna hep iyilikler çıkartsın canım oğlum..Her başarında göğsüm kabarıyor, tökezlediğinde yüreğim yanıyor...
Büyüyorsun işte, büyüyoruz birlikte.
Bakma sen benim annelik şikayetlerime. Düşünme.... Annen var ya annen, yani BEN, seni dünyalar kadar seviyorum.
Uykusuzluğundan, didişmelerimizden, senin ders çalışmamandan şikayet ediyorum ya… iyi ki de ediyorum. Çünkü sağlıklısın, çünkü sağlıklıyız, çünkü mutlu bir aileyiz. Geriye bunlar var sorun edilebilecek. Onlar da geçecek elbet. Tek biz değiliz bunları yaşayan. Zor mu? Zor..... Senin için daha da belki. Yolun  başındasın, anlamaya ve tanımaya çalışıyorsun hayatı,insanları....Anlayamadığını da anlatmaya çalışıyorsun. İşte senin sabırsız annen kaçırıyor bu noktayı kimi zaman. Üzülüyorsun...
Ergenlik denen ve girildiği zaman zor çıkılan bir dönemdesin... bi süre saçmalayacaksın...kimsenin seni anlamadığını, aslında koca dünyada bi hiç olduğunu, herkesin çok aptal senin de acı çeken yalnız bi zeki insan olduğunu düşünüp bunalımlara gireceksin....erkek arkadaşlarınla bağıra bağıra muhabbet ederek gezeceksin, size özel abuk sabuk bi jargonda konuşacaksınız..ve bana sinirleneceksin de...ama geçecek bunlar da...sonra ben neymişim diye çok güleceksin, hatta mahçup da olacaksın ister istemez...
Sen büyürken, bu sancıları çekerken bizde endişeleneceğiz üzüleceğiz...istemeden de olsa bizleri üzüp yıpratacaksın ama inan tek derdimiz senin iyiliğin...psikopatlık olsun diye, ya da seni sevmediğimiz için sana acı çektiren tipler olarak görme bizleri...senin bu annen biraz deliydi...gerçi halen de öyle de....her büyük sorunu tek başına çözmeye çalıştı- ki çözdü de çok şükür ama hasarlı ve uzun yıllar geçirerek...kesinlikle bunu tavsiye etmiyorum sana,ailede birine mutlaka herşeyi anlat...bol bol konuş...sen onlara güven ki, onlar da sana güvensin...kendini bile bile içine kapatma...hiç sandığın gibi karizmatik bişey değil..hem kendine çile hem evdekilere... .
Üzülme!!! Bil ki annen senin için yaşıyor. Bil ki bu hayatta sen varsan o var.
Üzülme  kızdığım anlarda, ‘off bıktım’ dediğimde. Gerçek değil o sözler. Çıkıyor ağzımdan bazen, özür dilerim. Yoruluyorum çünkü..hayat beni bazen çok yoruyor...
Her şeyi boşver.Sadece bil ki sen benim canımın içisin,sağlığın ve mutluluğun için her gün dua ediyorum...
Yolun ,bahtın açık olsun oğlum...Üzmesin hayat seni...Gülen yüzünü hiç bir şey soldurmasın...Hep ayaklarının üstünde dimdik kal....Yenilme,yıkılma,ezme ,ezilme....Asla pes etme...Hep doğruları öğrettik sana...Her ne kadar etrafındaki herşey doğru olmasada...Sen yinede iyilikten doğruluktan vazgeçme...Seni seviyorum..hemde hiç koşulsuz..
Oku oğlum. Sonra da seni mutlu eden güzel bir meslek sahibi ol. Sevdiğin işi yap. İşin ailenden sonraki en büyük mutluluk kaynağındır. Hayallerini, hedeflerini gerçekleştirmek için uğraş. Hangi mesleğe sahip olursan ol, ama boş insan olma. İşin belki sana çok büyük paralar kazandırmayabilir. Önemli olan kimseye muhtaç olmadan yaşayacak kadar para kazanmaktır. Para önemli değildir. Paranın esiri olma. İşini kazancına göre belirleme. Parayı sadece istediklerine ulaşmak için bir araç olarak kullan.
 Seni çok seviyorum benim canım yavrummm…İyi ki annen olmuşum, iyi ki varsın.İyi ki doğurmuşum seni... seninle gurur duyuyorum..Böyle yakışıklı,böyle kabiliyetli,böyle zeki bir evladım olduğu için...Allah tan başka ne isteyeyim ki...Tek dileğim bundan sonra ki hayatında çok mutlu olman..Herşey gönlünce olsun kuzummmm....Allah sana uzun,sağlıklı ve mutlu bir ömür versin.....


7 Aralık 2011 Çarşamba

Bugün hayat arkadaşımın, eşimin doğum günü. Söylenecek öyle çok söz var ki, parmaklarımdan bir türlü klavyeye dökülemiyorlar. Aslında bugün çok duygusal ve yoğun hissediyorum. Ben özel günlerde hep böyle olurum zaten. Sevinçli ama buruk, mutlu ama telaşeli, umutlu ama duygusal… Aslında beni tanıyanlar bilir, hiç duygusal bir yapım yoktur. Melankolik veya karamsar değilimdir, hep mutlu olmaya çalışırım. Her anımdan keyif almaya çalışırım, başarırım da. Ama şu özel günler yok mu… Engel olamıyorum işte, ister istemez bir ağırlık çöküyor üstüme… Heleki doğum günlerinde… Yaşlanıyoruz diye midir, niyedir bilmiyorum :) Hayat bazen insanı nerden nereye sürüklüyor, kendi rüzgarlarıyla, sana sormadan, kendi bildiğine… Sen de uzaktan bakıyorsun işte kendi hayatına, perdede bir film izler gibi. Bunu neden mi söylüyorum? Eşimle ilk tanıştığımız zamanlar geldi gözümün önüne birden… Biri bana deseydi ki, gün gelecek sen bu adamla evleneceksin, vallahi gülüp geçerdim. Ama bilemiyorsun işte, bazı şeyler direk kader, kısmetle alakalı. Ben aslında insanların kaderlerine, kendilerinin yön verdiklerine inanırım. Önümüzde bir kaç seçenek var ve hangisini istersek onu seçebiliyoruz. Ya da marjinallik yapıp, yeni seçenekler ekleyerek uygulayabiliyoruz. Bazen de rüzgarın savumasına bırakıyor insan kendini, nerede esmekten vazgeçerse sende orada kalıveriyorsun. Eşimle tanıştığımız günden beri dediğim birşey var ki, iyiki onu tanıdım ve beni tanımasına izin verdim. Hayatımda verdiğim en güzel kararlardan biridir eşim. Amacım onu övmek, göklere çıkarmak değil elbette ama bazı gerçekler de varki; aşikar. Çok iyi bir eş. Eş çok komplike bir kavram bana göre, içinde bir çok şey barındırıyor. Eş demek herşey demektir. Yeri geldiğinde birşeyleri çok zevk alarak yaptığım arkadaşım, sadece kendime itiraf edebileceğim sırlarımı paylaştığım sırdaşım, omuzunda rahatça zırlayıp salyalarımı akıtabileceğim kardeşim, tereddüt etmeden gözüm kapalı ellerinden tutup yürüyebileceğim yol arkadaşım, hayatımı, evimi, yatağımı paylaşabileceğim hayat arkadaşım, beni tamamlayan öteki eşim olmalı; eşim… Benim eşim adam gibi adam işte… Her attığım adımda beni destekleyen, fikirlerime saygı duyan, en rezil hallerimde bile ellerimden tutup beni toparlayan adam… Onunla yaptığım ve yaşadığım herşeyden çok zevk alıyorum; onunla televizyon seyretmek, elele tutuşup  yürümek, bütün gece sohbet etmek, fikir çatışması yaşadığımızda bile aramızdaki saygıyı yitirmeden tartışabilmek, şakalaşmak, yemek yemek, sarılmak, film izlemek, horlamalarını dinlemek… Liste böyle uzar gider… İnsanları olduğu gibi kabul etmek gerektiğini, herkesin aynı yapıda ve düşüncede olmadığının farkına varalı çok oldu. Bunu elbette eşimde de uyguluyorum. Bence kilit nokta da burada zaten. Eşler birbirlerini oldukları gibi kabul etmeli ve saygı duyulmalı. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor zaten. Doğum günü mesajı olarak biraz fazla uzun oldu sanırım. Çok klasik olacak fakat gerçekten bazen kelimeler yetersiz kalabiliyor, şu an olduğu gibi.
Tadım tuzum, yemeğim suyum,evimin huzuru,  anlamım, rengim, eşim, güneşim, biriciğim… Nice nice, güzel, sağlıklı yaşlara inşallah hep beraber, biz bitene kadar… Doğum günün kutlu, mutlu, umutlu olsun… İyiki varsın, iyiki eşimsin… Seni çok seviyorum canım…
” Doğum günün kutlu olsun, al bu canım senin olsun, acıda tatlıda gizlide saklıda sevginde öfkende seninleyim canım canımmmm , doğum günün kutlu olsun, sevdigim ah sevdiceğim, en kötü gün böyle olsun tadım tuzum canım sevgilim…
Tanrı bana seni verdi, ölüm bile ayıramaz ki, Allahım seni verdi, aşkla dolu yüreğini, bak bu sana sözüm olsun, al bu yürek senin olsun, Allahım duamızdır, mutluluk bizim olsun…
Doğum günün kutlu olsun.”